Hollanda’da 40 yılı aşkın bir süredir hizmet veren Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu bugün en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Yıllarca camilerimizi bir arada tutmuş, dinî ve kültürel değerlerimizi yaşatmak adına elinden geleni yapmış bu çatı kuruluş, bugün maddi ve manevi anlamda büyük bir yalnızlığa itilmiş durumda.
Federasyon, uzun süredir maddi sıkıntılar içinde. Maddi durumun iyi olmaması, çok basit gibi görünen ama kurumsallık açısından hayati öneme sahip bir sorunu da beraberinde getiriyor: Bir ofis yerinin olmayışı. Ofis olmayınca resmi bir adres de gösterilemiyor. Adres olmayınca ise devlet nezdinde temsil gücü zayıflıyor. Ama daha da vahimi, camilerimizle olan bağ kopuyor.
Geçtiğimiz pazar günü yapılan son genel kurulda yaşanan tablo, durumun ciddiyetini açıkça ortaya koydu. Bugün 148 camiyi kapsayan bir federasyon, genel kuruluna yalnızca 11 cami delegesiyle devam edebiliyorsa, ortada gerçekten can yakıcı bir mesele var demektir. Bu, sadece yöneticilerin değil, toplum olarak hepimizin kendimize sorması gereken bir sorudur: Bu federasyon neden yalnız kaldı?
Nerede bu STK’lar?
Kimse alınmasın, kimse gücenmesin. Ama gerçekleri konuşma zamanı geldi de geçiyor. Bir yanda sağcı hükümet politikaları, öte yanda dinimizi suistimal eden ve kutsallarımıza saldıran çevreler… Kur’an-ı Kerim’in ulu orta yerlere atıldığı, saygısızca yaklaşıldığı bir dönemde, sesimizi çıkaracak sivil toplum kuruluşlarına daha fazla ihtiyaç varken bizler sessiz kalıyoruz. Haksızlıklar karşısında “Nerede bu STK’lar?” diye sormayı biliyoruz ama onları yaşatmak için elimizi taşın altına koyuyor muyuz?
Eleştirmek kolay. Ancak destek vermek, omuz vermek esas olan. Son genel kurulda seçilen yeni yönetim, bu gidişata dur demek için bir umut olabilir. Yeni bir kan, yeni bir enerji… Ancak bu yeni yönetimin başarılı olabilmesi için yalnızca özverili çalışmaları yeterli olmayacaktır. Camilerimiz, derneklerimiz ve en önemlisi bu toplumu oluşturan bireyler olarak bizler de artık üzerimize düşeni yapmalıyız.
Federasyon yalnız bırakılmamalı. Bu bir çağrıdır. Bugün sahip çıkmazsak, yarın arayacağımız bir federasyonumuz dahi kalmayabilir.
Unutmayalım: Güçlü STK’lar, güçlü toplumların temelidir.
Saygılarımla
Sedat Tapan-Nhaber.nl
Ellerine sağlık çok manali bir yazi olmus sagolasin
Gözden çıkarılmış bir emek .Ben inanıyorum ki zamanla bu yalnız bırakılmanın bedelini hissedeceğiz.